YUSUF’LA HABİL BİR DE BEN

YUSUF’LA HABİL BİR DE BEN

Çocuk!… Arabesk sevişmelerin Yusuf’u
Yusuf mu? Ve o bir ayakkabı boyacısıdır

Tecimler konuşu kutsal yosma dur, bakma
Bakma, sözlerim tutuşur da geceleyin
Köpek gözlerinde bir damla yaş olur
Zamansız camilere dalan sayrı hırsızın
Sesim ses değil ispirto, sunar ölü ellerin
Ölü ellerin sunar o yoksul düşmüş meleklere

Bakma, ay ki bir sokak satıcısıdır
Ölü çocuklara kırık beşikler satar
Der ki: at umuttur ve tan’dır atım benim
Ey gelecek düşlerini süpüren esrik çöpçü
Ey benim üvey kardeşim kaldır başını bak
At mı o yıkıntılarda yatan içip de sesimi

Çocuk!… Dalgakıran ihanetlerin Habil’i
Kabil mi? Tezgahtan kalkamayanları soyar

Gece… Çoğalır Ortadoğu’da ayrıntılar
Gece, yüzlerini örter ayaklanmış ölülerin
Der ki: Bu ülkede yalnız ölüler ayaklanır
Yalnız uysal çocuklar yatar kırık beşiklerde
Ve her yoksulun yüzünde açlık sarışı dolaşır
Alır isyan duygusunu atar derin kuyulara
Kadınlar gözlerinde vurgun şarkılar taşır

Çocuk!… Midas’ın kuyusu bir ben
Ay deme, sesimi seven çirkin çingene
Gül deme n’olur, eskitiyor dudakların
Öp de deme, Ortadoğu kapanmayan, bir yara
En uyanık olan Japonlar mıdır, elma deme

Kadınlar gözlerinde…

Uzun uzun beklemelerde karardı sesim
Düştük yollarına düştük çırılçıplak
Senin yolların güz mevsimi biz de elma
Bakma, kirlenir yolların olgunlaşırsak

Kadınlar gözlerinde düşük süngüler taşır

Yorum bırakın